Black Flaming

20 Şubat 2019 Çarşamba

Kara Kule Serisi Yorumu/ Stephen King

Bu bir Ka-tet'in efsanesidir.
Herkese merhabalar! Malum serinin son kitabını da okuyup bitirmiş biki olarak hakkında 2 3 cümle bir şeyler söylemek istiyorum.
Öncellikle bu seriyi taaaa kaç sene önce bana öneren arkadaşıma selam olsun👋 böyle bir kurguyu okumak herkese nasip olmaz. Bu yüzden çok şanlı ve mutluyum🤣😃
Seri; Silahşör, Üç'ün Çekilişi, Çorak Topraklar, Büyücü ve Cam Küre, Calla'nın Kurtları, Susannah'ın Şarkısı, Kule ve Anahtar Deliğinden Esen Rüzgar adında ara bir kitap olmak üzere sekiz kitaptan oluşuyor. Maalesef ben Amahtar deliğinden esen rüzgarı okuyamadım. Yeni baskısı çıkar umudu ile bekliyorum ve açıkçası Pdf den okumakda istemiyorum. Umarım onu da bir gün okumak kısmet olur🙏
Efendim gelelim konumuza, Kara Kule nedir? bu sorunun cevabı ilk üç kitapta net bir şekilde alınamasa da Büyücü ve Cam Kürede ilk kitapları okuyup 'What's happening?' mooduna girenler için çok güzel bir şekilde veriliyor. Ben ilk üç kitabı bu yönden sadece bir kitap gibi düşünüyorum tabi sizler okuduğunuzda benzer düşünürmüsünüz/düşündünüzmü bilemem🤷‍♂️
Olayların özü Roland Descain'in , Gilead'ın son silahşörü, Bu lanet Kara Kule'yi aramasıyla başladı ve bu yol üstünde nelere katlandı nelere... Sonunda Kuleyi buldu mu? Bilmem😂 Onu sürpriz olarak söylemiyorum🤔
Amma velakin bu seri efsaneee behh okuyun. Okuyun ki siz de ne kadar muhteşem olduğunu görün. King'in ustalik eseri olarak gördüğü(bence de öyle) ve şu ana kadar yazdığı kitapların evreninin kenetlendiği ara ara o kitaplara göndermeler yaptığı bazen de baya bağladığı bir seri bu!
Ama size tavsiyem bu seriden önce hiç olmasa da O, Mahşer ve Korku Ağı'nı okuyun benim görebildiğim kadarıyla bu kitaplarla sağlam bağlar var (özellikle korku ağı)
Efenim yaz yaz bitmez, konuş konuş hiç bitmez zaten de. Benim Kara Kule serisi hakkında kısaca söyleyebileceğim bu kadar. Umarım benim gibi okuduğunuzda siz de çok seversiniz😊 Kitaplarla kalın!

5 Şubat 2019 Salı

Altered Carbon Dizi Yorumu

altered carbon ile ilgili görsel sonucuMerhabalar! Nasılsınız? Neler izliyor yada okuyorsunuz? Valla ben pek bir şey okuyabildiğimi sanmıyorum. Ocak ayı 3 kitapla geldi geçti ve son 3 gündür bir kelime bile okuyamadım🙄
Herneyse gelelim esas konumuza. Aslında ben bu diziyi geçen sene ilk çıktığı zaman izlemeyi düşünüyordum lakin sadece düşündüm😂😂 bu süreç uzun olsa gerek ki dün akşamdan itibaren Altered Carbon'un ilk sezonunu bitirmiş bulunmaktayım(👏) Bana soracak olursanız nasıldı diye güzeldi derim😂😂
Normalde kitabını da merak ettiğim ama hiç bir şekilde alıp okuma fırsatı bulamadığım sonunda da artık izleyeyim bari dediğim dizi 25. 26. yüzyıl civarlarında insanların omurgalarına yerleştirdikleri bir bellek ile zarar gördüğünde yada fiziksel ölümü geldiği zaman bedenlerini değiştirebilme imkanının bulunduğu yani bir nevi ölümsüzlüğün icad edildiği zamanlarda geçmektedir. Takeshi Kovacs ise yıllar içinde çok şey yaşamış olan ve kendini yine bir olayın ortasında bulan dizimizin ana karakteri. Genel olarak (%95+) Kovacs'ın aksiyonlu kanlı ve ara ara dramatik sahnelerini izleyebileceğimiz dizi gayet iyiydi. Kitabını olurmusun diye sorarsanız net bir cevap veremem ama devam sezonlarını kesinlikle izleyeceğim🤟
Benim Altered Carbon hakkında düşündüklerim bu kadar. Eğer diziyi izleyip yada kitabını okuduğusanız aşağıya düşüncelerinizi bırakırsanız çok mutlu olurum.altered carbon ile ilgili görsel sonucu

1 Aralık 2018 Cumartesi

The Crimes of Grindelwald/ Film Yorumu


crimes of grindelwald ile ilgili görsel sonucuHerkese merhabalar! Bu konu hakkında yorum yapmazsam olmaz dedim ve sonunda The Crimes of Grindelwald’ı izlemiş olup yorumum ve eleştirilerimle karşınızdayım. Eğer filmi izlemediyseniz bence hemen sekmeyi kapatın spoiller vermeden hiçbir şeyden bahsetmek imkansız çünkü film başlı başına bambaşka!
Öncelikle şunu söyleyebilirim ki film aşırı derecede gömülecek bir potansiyele sahip değildi. İzlerken çok zevk aldım. Büyücüler Dünyasından çıkan her film için bunu söylerim ki en kötüsünün kötüsünü bile beğenmemek benim için mümkün değil.
Efendim bu kadar giriş yeter şimdi başlayalım filmimizin konusuna. Filmimiz Paris’te geçiyor ve ilk sahnede gördüğümüz gibi Grindelwald, Amerikadan Avrupa büyü bakanlıklarına sevki sırasında seherbazların elinden kaçıyor. Ardından Paris’e gidip planları üzerinde çalışıyor (ne çalıştı ha). Newt İngiltere’de ve Sihir Bakanlığı tarafından başka ülkelere geçiş yapması yasaklanıyor ki bakanlık ona bir teklifte bulunuyor. Tabi Newt bu tarz işlere bulaşmayı sevmediği için kabul etmiyor. Bakanlıkta Leta Lestrange’ı görüyoruz ve tek bir sahnede iş bitmiyor tabi ki J

    Biraz fazla anlattım sanki ve ben bile buraya kadar okurken yoruldum J Her neyse daha fazla detay vermeden şunu söyleyeyim ki: Grindelwald’ın suçu ne? (hahahah) Koskoca filmde Credence’ın bir türlü kim ve ne olduğu belli olmayan ailesi üzerinde beyin patlattık ve ben bir an bakmışım filmi bırakıp bu çocuğun ailesini düşünüyorum. Bu konuda filmin adı “Who is Credence” veya benzer anlamda başka bir şey olabilirdi. Benim filmden beklentim biraz daha polisiye tarzı olması adı üzerine ve içerdiği senaryo akıbetinde bir ara film olmasıydı.Tabi beklentimle alakalı hiçbir şey gerçek olmadı. İlk film biraz daha slow bir atmosferi vardı ve giriş olduğu için eh dedik. Ama ya bu? Sanki 1. Film bir rafa kalkmış ve her şey bambaşka bir konseptle yeniden başlamış havası vardı. Umarım bu noktada J.K. Rowling güzel bir senaryo planı yapıp bizi bir sonraki filmlerde deli dehşet ters köşeleriyle çıldırtır. Aksi takdirde Harry Potter evreni için bir kabusa dönüşecek (Ben Rowling’e inanıyorum o yapar) Filmde beni en çıldırtan şeylerden biri Tina ve Newt’in Fransa Sihir bakanlığında Lestrange’ların arşivine ellerini kollarını sallayarak girmesiydi (ilerleyen sahnede mavi gözlü kediler çok çirkin ve yapmacık duruyordu). O sahnede hastanenin acil servisinde insanlardan yılmış bir sekreter geldi aklıma. Harry Potter Ölüm Yadigarları 2 de Harry, Ron, Hermione ve Cincüce Gringotts’da Lestrange’ların kasasına girip Hortkuluk ararken kimlik kontrol sahnesini hatırlarsak hepimiz çok gerilmiştik. Tamam Gringotts bir banka ve baya sıkı bir güvenlik sistemi olan banka Felsefe Taşında Hagrid’in dediği gibi “Daha güveni bir yer yoktur, tabi Hogwarts dışında” Filmi izlerken hemen hemen çoğu sahneyi Harry Potter’da eşleniğini düşündüm ve genelleme yaparsam film Ateş Kadehi-Zümrüdüanka Yoldaşlığı karışımı gibi bir şeydi. Mezarlık kısmı içinde aynı şekilde.
           
     Mantıksal hatalar filmde bolca var McGonagall’dan bahsetmek bile istemiyorum. Hogwarts’ın ilk görüldüğü sahne benim için bu filmin en mükemmel sahnesiydi. Aksini söyleyemiyorum çünkü öyle JAz kalsın unutuyordum. Nagini ile ilgili birçok şey beklerken hiçbir şeyin olmaması hayal kırıklığı yarattı. Sanırım gelecek filmlerde kullanılacak bir malzeme olarak önceden kendini göstermiş oldu.


   En sonlarda mezarlığın o ateş canavarın tarafından yutulması anında Nicolas Flamell’in “Çember oluşturalım yoksa tüm Paris yok olacak” sahnesini çok beğendim, nedenini bilmiyorum.
Ve en son sahne ki ben hala bu sahne gelecekte çok büyük patlama yapmasını umut ederekten söylüyorum “Credence Dumbledore’un kardeşi ha?” Bence Rowling, Rita Skeeter’ın Albus Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları kitabının bizim için olan versiyonunu yazsın çünkü yıl gelmiş dayanmış 2019 ve biz hala Dumbledore’un geçmişini adam akıllı bilmiyoruz. Keşke geçmişi twitter’da değil de güzel bir kitapta okuyup öğrensek!
Daha fazla bir şey yazmak istemiyorum film gerek efekt gerek karakterlerin oyunculukları olsun çok güzeldi. Umarım şu an ki karışıklık gelecek filmlerde düzelir ya da bu söylemiş olduğum negatif şeyleri yüzüme tokat gibi vurur. Her neyse, okuduğunuz için teşekkür ederim gelecekteki yorumlarımda buluşmak dileği ile…
 crimes of grindelwald cat ile ilgili görsel sonucu
 vee bu filmin en mükemmel yaratığı :)


2 Kasım 2018 Cuma

Cesur Yeni Dünya


Merhabalar! En son ne zaman yorum paylaştığımı hatırlamıyorum😂 ama artık elimden geldiğince aktifliğimi sürdürmeye gayret edeceğim😇 Neyse efendim bugünkü yorumumuzda Aldous Huxley'in meşhur kitabı "Cesur Yeni Dünya" dan bahsedeceğim. Efenim kitabı mesaj verici yönü ve var olan distopyanın nasıl desem? "Orjinalliği" anlamında çok iyi buldum lakin kitap olay kurgusu anlamında biraz zayıf geldi bana. Tabi okuyucunun bakış açısı ve beklentisine göre bu etmenler istenilen düzeyde ön plana çıkabilir ama benim düşünceme göre bu bir eksiklikti. Dolayısıyla kitaba 5 üzerinden 4 puan veriyorum. Fakat kitap için şunu da söylemeden edemeyeceğim alıntı düşkünü birinin bol bol postit kullanıp not alması kaçınılmaz😂 Normalde alıntı düşkünü biri olamayan ben bile bunu yaptı çünkü😂😂
Tanıtım Bülteni:
Cesur yeni Dünya bizi 'Ford'dan sonra 632 yılına' götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, 'annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür. Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya uykuda eğitim ile sağlanır. Hipnopedya seyesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."


24 Ağustos 2018 Cuma

Karanlıktan Fısıldayanlar/ H.P Lovecraft

Merhabalar! Kara Kule serisinin arasında kısa bir hikaye okuyayım dedim ve bunun için Nisan ayından beri sürekli elimin bir türlü gidemediği Karanlıktan Fısıldayanları seçtim. Lovecraft şuan en sevmiş olduğum yazarların etkilendiği ve sanırım biraz geçmişte kalan bir yazar olmuş. Kitabın dili ve üslubu yazılmış olduğu zamanlar hakkında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Stephen King'in korku türündeki kitaplarından farklı olarak daha klasikleşmiş ve nasıl desem? Gündelik dilden King'in kitaplarına nazaran daha uzak oluşu önemli faktor tabi ki. Kitabın içindeki olaydan bahsetmeme ekstradan gerek yok çünkü benim için önemli olan dili ve üslubuydu içerik hakkında tanıtım bültenini şuraya bırakayım: "Profesör Alberth Wilmarth’ın anlattığı, büyük sel sonrasında Vermont civarındaki tuhaf ve ürkütücü olayları konu edinen Karanlıkta Fısıldayan'da, H. P. Lovecraft'ın "bilinmeyenin korkusu"na dair tutkusu kendini yine gösteriyor. 
Bölgedeki Akeley çiftliğinde yalnız yaşayıp bu ürkütücü olayları araştıran, esrarengiz Henry Akeley'nin Wilmarth'a yolladığı mektuplarda değindiği korkunç detaylardan ve "gizli ırk" ile ilgili bahsettiklerinden sonra Akeley, geceleri gizli güçler tarafından rahatsız edilir. Bunun ardından Profesör Wilmarth olayları çözmek için Akeley çiftliğine tehlikeli bir yolculuğa çıkacaktır. 
Karanlıkta Fısıldayan, Lovecraft'ın yazdığı en uzun metinlerden biri olmasının yanında Cthulhu Mitosu'nun da bir parçası. Bu dehşet dolu eserle kozmik korkuyu iliklerinize kadar hissedeceksiniz."

16 Ağustos 2018 Perşembe

Yerdeniz Serisi/ Ursula K. Le Guin

 Merhabalar! Çok muhteşem ötesi minik bir serinim yorumuyla karşınızdayım. Konunun öncesinde beni en en etkileyen şey çeviri. Böyle mükemmel bir çeviri olmaz ve yazarın dili de kesinlikle çok kuvvetli. Her bir olayın arkası anlam ve mesaj dolu. Efendim adı itibayilyle Yerdeniz olan diyarımızda ejderhalar, cadılar ve büyücüler bulunmaktadır. Büyünün isim üzerinden işlediği bu dünyada cadılar kadın oldukları için büyü sanatlarını öğrenme anlamında düşük görülür ve kendi yetileriyle anca belli seviyede kalırlar. Serimizim ilk üç kitabı Yerdeniz Büyücüsü, Atuan Mezarları ve En Uzak Sahil baş karakterimiz olan Ged'in (Çevik Atmaca) çevresinde gelişir. ardından başka önemli bir olayın tetiklendiği ve geçtiği Tehanu ve Öteki Rüzgarlar gelir. Beşinci kitabımız olan Yerdeniz Öyküleri diyarda zamanında gerçekleşen (uzak ve yakın geçmişteki) bazı olayların kısa kısa öyküler halinde anlatıldığı bir kitaptır. Bu seriyi Christopher Paolini'nin Miras Dongüsü serisine baya benzettim. Herneyse Yerdeniz benim kült favori serilerimin arasına girmiş bulunmaktadır. Benim gibi epik fantastik kitap okumayı sevenlere içtenlikle tavsiye ederim (Özellikle tek ciltlik versiyonu) Benim diyeceklerim Bu kadar herkese iyi okumalar...

26 Temmuz 2018 Perşembe

Gölge Yükseliyor/Zaman Çarkı 4


Bu cildinin yorumu beni biraz zorlayacak.
Selamlar! Zaman Çarkının 4. kitabını sonunda bitirerek ne kadar okuması kadar zor olan bir cildin yorumu ile karşınızdayım. Elimde olsa bu kitabın yorumu yazmayacağım ama seri geniş olduğundan ve her yeni ciltle bitlikte gelen yeni karakterle insanın kafası allak bullak olabiliyor herneyse. Kitap başlarda çok hız gitti sonra bu hızı bölündü. Neden mi efendim suç kitapta değil bendee! Ah Fatih biraz daha az gezip kitaplara daha fazla zaman ayırsan öleceksin sanki bide sınavlarına çalışsan😂😂 Çok kötü bir final haftası ve o derece daha kötü olan bitlerin ardından o muazzam yerinde yarım kalan(ATTENTION SPOILLERS) 4. cildimiz Rand'ın Tear da Callandor'u alması ve sonrasıyla başlar. Hafızam bana oyun oynuyor ama Rand'ı bir süre sonra Aiellerle birlikte onları kendisine katılmaya ikna ederken buluyorum. Geluşmeler az çok aklımda ama bulandırmak istemedim. Rand'ımız Aieller ile uğraşa dursun uzaklarda Tar Valon da bazı Aes Sedai iler ortalığı karıştırarak Amirlym Makamında oturan Siuan Sanche'yi(umarım doğru yazmışımdır) indirerek güçten keserler. Elayne ve Nyaneve ise Liandrin ve diğer kara ajahların peşinden Tarabonda Kara Aes Sedailerin bir planını ortaya çıkarmak için ellerinden geldiğince uğraşmaktadır ve burada Seanchan lı Egeain adında bir kızla tanışırlar. Bir bakmışlar ki bu şehir de yalnız değiller ve Nyneave'nin çok eskilerden bir karanlık dostuyla uğraşacağı aklına gelirmiydi acaba? Daha fazla anlatamıyacağım😁 ama kitap için şöyle düşünüyorum 5 ve 6. kitaba geçiş kitabı gibiydi çünkü ilk 3 ciltteki gibi başlı sonlu büyük olaylar yaşanmadı. Şimdilik bu kadar sanırım bu yazımı ilerleyen süreçte güncelleyeceğim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.