Köpek Kalbi

Tanıtım Bülteni: 

Bulgakov Köpek Kalbi’nde sokak köpeği Şarik’in öyküsünü anlatır. Dünya çapında bir bilim insanı olan Profesör Filipoviç, evine götürüp beslediği Şarik’i ameliyat ederek, er bezlerini ve hipofiz bezini adi bir suçlununkilerle değiştirir. Köpek arsız, yüzsüz, şehvet düşkünü ve kaba saba bir insana dönüşür. Şarik insan haliyle profesörün hayatını cehenneme çevirse de, Sovyet bürokrasisinde kendine bir konum edinebilecektir.
Komünistlerin küçük burjuva değerlerinin üstünde yeni bir Sovyet insanı yaratma ideallerini hicveden Köpek Kalbi, Bulgakov’un en çok tartışılan yapıtıdır.

Puan:4,5/5

Yorum: Ve yorum savaşları vol-3 şu anda kitapları birbirine karıştıracağım. Bazılarını okuyalı baya olduğu için bir yandan onları düşünürken diğer yandan en sonuncuyu düşününce böyle oluyormuş her neyse. Filipoviç beni hayretlere düşüren bir doktor neden mi? Çünkü hayvanların organlarıyla insanlarınkini karşılıklı olarak değiştirebiliyor. Bir gün Şarik adında bir köpeğin er bezleri ve hipofiz bezini bir insanın ki ile değiştirir ve sonra köpeğimiz insana dönüşmeye başlar. Ne ciddddenmi? Yes. Bildiğin insana yüzde yüz olmasa da gelişimini insan gibi sürdürerek 48-50 kg civarlarında bir erkeğe benzer. Hatta insan gibi düşünmeye cevap vermeye hatta hakaret etmeye kalkar. Kitabın sonu da bu hakaretler ve hareketler sonucunda hiç iyi bitmez. Tüh ne yazık.

Ben bu kitabı baya beğendim arkadaşlar başlarını bir anlığına anlamasam da sonradan adapte oldum şu an biraz beynim de sulanıyor da aslında daha çok şey yazabilirim bu kitaba içeriği hakkında. Yine de bu yorumu da okuduğunuz için teşekkür eder huzurlu akşamla dilerim…

Vakıf/ Isaac Asimov

Tanıtım Bülteni: Hugo Tüm Zamanların En İyi Serisi Ödülü
 
1941 yılında genç bir bilim insanı ve yazar olarak Isaac Asimov, Edward Gibbon’ın yazdığı Roma İmparatorluğu'nun Gerileyiş ve Çöküş Tarihi’nden etkilenerek çağının çok ötesinde bir destan yazdı: Galaktik İmparatorluk’un çöküşü ve feodalizmin dönüşü, İkinci Galaktik İmparatorluk dönemindeki güvenli ortamdan geçmişe bakan bir bakış açısıyla anlatıldı. İşte bu süreç sonucunda “Tarih tahmin edilebilir mi?”, “Toplum nasıl yönetilmeli?” ya da “İmparatorluklar neden yükselir ve çöker?” gibi soruları sormaktan çekinmeyen destansı Vakıf Serisi ortaya çıktı.
 
Galaktik İmparatorluk’un altın çağıydı. Binlerce yıldır gezegenler bu kadim medeniyetçe yönetiliyordu. Ancak bir adam, imparatorluğun çökeceğini öngörme cüretini gösterdi: Psikotarih biliminin öncüsü Hari Seldon. Tahminlerine göre galaktik savaş kaçınılmazdı. Bu durumu olabildiğince ertelemek adına iki Vakıf kurdu; biri imparatorluğun sahip olduğu binlerce yıllık bilgiyi korumakla yükümlüydü, diğerinin ise ne yeri ne de amacı biliniyordu. İmparatorluk çökmeye başlayınca Galaktik Ansiklopedi üzerinde çalışan Birinci Vakıf sakinleri, Seldon’ın onlar için tahminlerinin de ötesinde bir rol biçtiğini anlayacaktı.
İthaki Yayınları, Vakıf Serisi’ni yayımlanma sırasına göre yayımlamaya devam edecek.
Yayımlanış tarihine göre: 1. kitap / Kronolojiye göre: 3. kitap

Puan:5/5

Yorum: İkinci yorummmm amanın. Merhaba arkadaşlar günün ikinci yorumu, blogspot da durup durup aniden 4884568989 yorum paylaşmak benim işim zaten her neyse bu yorum çok beğendiğim bir başyapıta ait. Kelimenin tam anlamıyla baş yapıt ama çünkü çok sağlam bir bilimkurguyla karşı karşıyasınız neymiş efendim VAKIFFFF (the foundation)

Yıllar sonra (baya baya yıllar sonra) Galaktik İmparatorluk tüm ihtişamıyla tüm gezegenleri yönetiyordu. Bir gün Psikotarih biliminin kurucusu Hari Seldon bu imparatorluğun bir gün yıkılacağını söyledi (aslında hesapladı)  Bunu kendine yediremeyen yöneticiler Seldon ve onu  kurup amacının dev bir ansiklopediyi (Galaktik Ansiklopedi) tamamlamak olan Vakıf’ı ve bu vakıfa mensup herkesi galaksinin köşesindeki başka bir gezegene sürgün etti. Ve Vakıf o zamandan beri tarihte birçok şeyin içinde oldu…

Hep bilimkurgu hem felsefe hem de siyasi anlamda sayfaları arasında kaybolunacak bu kitap benim gönlümde taht kurdu diyebilirim. Sanırım bu yüzden de yorumu doğru düzgün yazamayıp aklım yine kitap ta kaldı. Basıldıkça diğer kitaplarını da alıp elbette okuyacağım. Benim demek istediklerim bu kadar bir sonraki yorumlarda görüşmek dileği ile…

Bir Çöküşün Öyküsü

Tanıtım Bülteni: Bu son derece çarpıcı çöküş öyküsü, XV. Louis döneminde Fransız sarayında epey etkili olmuş aristokrat bir kadının gerçek yaşamına dayanır. Madame de Prie günün birinde gözden düşer ve kral tarafından Normandiya’ya sürülür. İktidar sahibi ve ilgi odağı olduğu hareketli ve eğlenceli Paris günlerinden sonra, ne kadar süreceği belli olmayan, kendisiyle baş başa kalacağı bir sürgün dönemi beklemektedir onu. Ancak iktidar savaşları, entrika ve eğlenceden ibaret boş saray hayatı varoluşuna anlam katan tek şeydir. Hem kendini hem çevresindekileri sürekli kandırma eğilimindeki bu sığ ve kibirli kadın, malikânesinde gösterişli eğlenceler düzenleyerek Paris’teki hayatını yeniden canlandırmaya çalışır. Giderek mantıklı düşünme yetisini bütünüyle yitiren Madame de Prie, yeniden bütün dikkatleri üzerine çekebilmek için inanılmaz bir plan yapar.

Puan:3,7/5

Yorum: Merhaba yine ben ve gecikmiş bir yorum. Bu yayından sonra da elimden geldiğince birkaç yorum daha bırakacağım inşallah şimdi kitabımıza bakalım;

Madam Pie, Paris te saraylarda sırf eğlence olsun diye yemediği halt kalmayıp sonunda ücra kasabalara sürgün edilen cici bir hanımefendi. Bu cici hanımefendi gittiği bu küçük yerlerde de hiç boş durmak istemeyerek kendi aklınca yine bir şeyler yapmaya kalkar ama ne nafile işler beklediği gibi yürümez. Biraz daha içeriği açarsam spoiller vereceğim hem de gıcık olduğum bu hanımefendinin muhteşem kapanışını bozacağım (ne muhteşem ama gülsem mi ağlasam mı bilemedim) her neyse karakterimizin tavırları haricinde arka planda olan bu kitaptaki atmosferi çok beğendim biraz Fransa havası almış oldum. Benim bu kitap hakkındaki düşüncelerim bu kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.

Bakire/ The Virgin of Small Plains

Tanıtım Bülteni:
Small Plains Bakiresi kimdi ve nasıl öldü? Acımasız bir cinayetle değişen hayatlar… Küçük bir kasabadaki sahipsiz bir mezar… On yedi yıldır saklanan korkunç gerçeği öğrenmeye hazır mısınız? Kansas’ın kırsal kesimindeki küçük bir kasabanın halkı, genç bir kızın adsız mezarını Small Plains Bakiresi olarak kabul etmiştir on yedi yıl boyunca. Bazı kişilere göre mucizelere ve açıklanamaz iyileşmelere sebep olan bu mezarla ilgili söylentiler de zaman içinde dilden dile yayılmıştır. Ama karla kaplı arazide bulunan, buz tutmuş çıplak cesede gerçekte ne olmuştur? Ve neden genç Mitch, cesedin bulunmasından bir gün sonra, arkasında çılgına dönmüş sevgilisi Abby’yi ve en iyi arkadaşı Rex’i bırakarak kasabadan apar topar ayrılmıştır? Bu şekilde kasabadan ayrılan Mitch, yıllar sonra Small Plains’e geri döndüğünde, unutulmuş sırları ve gerilimi tekrar alevlendirecektir. Mitch’e karşı hâlâ bir şeyler hissetmekte olan Abby ise onun gidişinin arkasındaki gerçeği açığa çıkarmakta kararlıdır. Şimdi, üç eski dost kendilerinin ve küçük kasabalarının kaderini değiştiren o gecenin getirdiği sonuçlara katlanmak zorundadır. “Nancy Pickard edebi gücü yüksek bir yazar. Orta batının küçük bir kasabasındaki üstü kapatılmış sırları incelikle şekillendirmiş.” The Denver Post “Kışkırtıcı… Kasabalıların peşini bırakmayan çözümlenmemiş cinayeti, yazar engin bir sezgisellikle işlemiş.” The New York Times Book Review “Üstün bir yapıt. Yazarın hikâyeye derinlik sağlamadaki yeteneği eşsiz.” Orlando Sentinel “Güven, inanç ve masumiyet kaybına dair bu roman tek kelimeyle ilgi çekici.” Tucson Citizen

~Yorum:
Öncellikle merhaba buraya yorum bırakmayı unuttum herhalde. Artık elimden geldiğince aktif olucam. Small Plains küçük bir kasaba ve her şey 17 yıl önce bulunan bir kızın cesedinin bulunmasıyla başlar ve katili belli değildir. Yıllar geçtikçe bu kızın mezarı gerek kasaba içinde gerek başka yerlerde 'Small Plains Bakiresi' diye ün salarak birçok insan tarafından ziyaret edilir ki bakirenin şifa verdiğine ve kötü durumda olanlara yardım ettiğine inanılır. Bunlar gerçekleşireken spoiller vermemek için bahsetmediğim  ana kareketerler entrika içinde entrika ve çeşitli gizemlerle savaş vermektedir.

Kitabın hakkında şöyle diyebilirim ki sade bisküvi yermişcesine  boğucu olmayan güzel bir havası vardı. Bu anlamda yazarın kalemini çok sevdim ara ara diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Şimdilik bu kadar eğer kitabı okuduysanız aşağıya yorumunuzu bırakabilirsiniz.😊

13 Reasons Why

Puan: 2/5
Yorum: Öncelikle merhaba, beğenemediğim bir dizinin yorumunu buraya bırakmak istedim. Neden beğenemedim? Çünkü dizinin içeriğini çok fakir buldum. Olay örgüsü güzeldi fakat hiç bir şekilde istenilen düzeyde ne dram vardı ne gizem. Hannah Liberty Lisesinde okuyan zavallı bir kız, neden zavallı? Okulunda ki beyinsiz erkek çetesi ve sürekli kazık atan kız arkadaşları yüzünden zavallı. Yaptıkları haddini aşınca Hannah intahar etmesine neden olan bu kişiler için 13 tane kasete ölmesinin 13 sebebini kayıt ederek ölmeden önce onlara bu kasetleri postalamıştır. Hannah intahar ettikten sonra ortalarda dolaşan bu kasetleri Clay adındaki eskiden Hannah dan hoşlanan çocuk haricinde gerisi kasetleri pek kabullenemiyor. Clay (ah keşke sende intahar etseydin ne dram olurdu) bu kasetleri dinlerken çektiği psikolojik baskı yüzünden anormal hareketleriyle hem ailesini hem çevresini tedirgin ediyor daha fazla anlatmayacağım yoksa bu sıkıcı ve dramatik olmayan diziyle ilgili spoiller vermiş olurum. Diziyi beğenen olabilir ama ben gerçekten beğenmedim. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
~Dizibox Tanıtım Bülteni: 
Clay Jensen bir gün okuldan eve döner ve kapıda kendisine gönderilmiş bir kargo bulur. Kutuyu açtığında, içerisinde tam 13 adet kaset kendisini beklemektedir. Bu kasetler Clay'in çok hoşlandığı ancak bir türlü açılamadığı arkadaşı Hannah Baker tarafından kayıt edilmiştir. İşin ilginç tarafıysa Hannah Baker'ın iki hafta önce intihar etmiş olmasıdır. Baker, ilk kasette Clay'e kendisini intihara sürükleyen 13 kişiyi bu kasetler sayesinde tespit edebileceğini öğütler. Clay, aşık olduğu kızın son arzusunu yerine getirip intiharına sebep olan 13 kişiyi açığa çıkaracak mıdır? Hannah neden bu iş için polisi değil de Clay'i seçmiştir?