Herkese merhabalar! Bu konu
hakkında yorum yapmazsam olmaz dedim ve sonunda The Crimes of Grindelwald’ı
izlemiş olup yorumum ve eleştirilerimle karşınızdayım. Eğer filmi izlemediyseniz
bence hemen sekmeyi kapatın spoiller vermeden hiçbir şeyden bahsetmek imkansız
çünkü film başlı başına bambaşka!
Öncelikle şunu söyleyebilirim ki
film aşırı derecede gömülecek bir potansiyele sahip değildi. İzlerken çok zevk
aldım. Büyücüler Dünyasından çıkan her film için bunu söylerim ki en kötüsünün
kötüsünü bile beğenmemek benim için mümkün değil.
Efendim bu kadar giriş yeter şimdi başlayalım filmimizin konusuna.
Filmimiz Paris’te geçiyor ve ilk sahnede gördüğümüz gibi Grindelwald, Amerikadan
Avrupa büyü bakanlıklarına sevki sırasında seherbazların elinden kaçıyor. Ardından
Paris’e gidip planları üzerinde çalışıyor (ne çalıştı ha). Newt İngiltere’de ve
Sihir Bakanlığı tarafından başka ülkelere geçiş yapması yasaklanıyor ki
bakanlık ona bir teklifte bulunuyor. Tabi Newt bu tarz işlere bulaşmayı
sevmediği için kabul etmiyor. Bakanlıkta Leta Lestrange’ı görüyoruz ve tek bir
sahnede iş bitmiyor tabi ki J
Biraz fazla anlattım sanki ve ben
bile buraya kadar okurken yoruldum J
Her neyse daha fazla detay vermeden şunu söyleyeyim ki: Grindelwald’ın suçu ne?
(hahahah) Koskoca filmde Credence’ın bir türlü kim ve ne olduğu belli olmayan
ailesi üzerinde beyin patlattık ve ben bir an bakmışım filmi bırakıp bu çocuğun
ailesini düşünüyorum. Bu konuda filmin adı “Who is Credence” veya benzer
anlamda başka bir şey olabilirdi. Benim filmden beklentim biraz daha polisiye
tarzı olması adı üzerine ve içerdiği senaryo akıbetinde bir ara film olmasıydı.Tabi
beklentimle alakalı hiçbir şey gerçek olmadı. İlk film biraz daha slow bir
atmosferi vardı ve giriş olduğu için eh dedik. Ama ya bu? Sanki 1. Film bir
rafa kalkmış ve her şey bambaşka bir konseptle yeniden başlamış havası vardı.
Umarım bu noktada J.K. Rowling güzel bir senaryo planı yapıp bizi bir sonraki
filmlerde deli dehşet ters köşeleriyle çıldırtır. Aksi takdirde Harry Potter
evreni için bir kabusa dönüşecek (Ben Rowling’e inanıyorum o yapar) Filmde beni
en çıldırtan şeylerden biri Tina ve Newt’in Fransa Sihir bakanlığında Lestrange’ların
arşivine ellerini kollarını sallayarak girmesiydi (ilerleyen sahnede mavi gözlü
kediler çok çirkin ve yapmacık duruyordu). O sahnede hastanenin acil servisinde
insanlardan yılmış bir sekreter geldi aklıma. Harry Potter Ölüm Yadigarları 2
de Harry, Ron, Hermione ve Cincüce Gringotts’da Lestrange’ların kasasına girip
Hortkuluk ararken kimlik kontrol sahnesini hatırlarsak hepimiz çok gerilmiştik.
Tamam Gringotts bir banka ve baya sıkı bir güvenlik sistemi olan banka Felsefe Taşında
Hagrid’in dediği gibi “Daha güveni bir yer yoktur, tabi Hogwarts dışında” Filmi
izlerken hemen hemen çoğu sahneyi Harry Potter’da eşleniğini düşündüm ve
genelleme yaparsam film Ateş Kadehi-Zümrüdüanka Yoldaşlığı karışımı gibi bir
şeydi. Mezarlık kısmı içinde aynı şekilde.
Mantıksal
hatalar filmde bolca var McGonagall’dan bahsetmek bile istemiyorum. Hogwarts’ın
ilk görüldüğü sahne benim için bu filmin en mükemmel sahnesiydi. Aksini söyleyemiyorum
çünkü öyle J Az kalsın unutuyordum. Nagini ile ilgili birçok şey
beklerken hiçbir şeyin olmaması hayal kırıklığı yarattı. Sanırım gelecek
filmlerde kullanılacak bir malzeme olarak önceden kendini göstermiş oldu.
En sonlarda mezarlığın o ateş canavarın tarafından yutulması
anında Nicolas Flamell’in “Çember oluşturalım yoksa tüm Paris yok olacak”
sahnesini çok beğendim, nedenini bilmiyorum.
Ve en son sahne ki ben hala bu sahne gelecekte çok büyük
patlama yapmasını umut ederekten söylüyorum “Credence Dumbledore’un kardeşi ha?”
Bence Rowling, Rita Skeeter’ın Albus
Dumbledore’un Hayatı ve Yalanları kitabının bizim için olan versiyonunu yazsın
çünkü yıl gelmiş dayanmış 2019 ve biz hala Dumbledore’un geçmişini adam akıllı
bilmiyoruz. Keşke geçmişi twitter’da değil de güzel bir kitapta okuyup
öğrensek!
Daha fazla bir şey yazmak istemiyorum film gerek efekt gerek
karakterlerin oyunculukları olsun çok güzeldi. Umarım şu an ki karışıklık
gelecek filmlerde düzelir ya da bu söylemiş olduğum negatif şeyleri yüzüme
tokat gibi vurur. Her neyse, okuduğunuz için teşekkür ederim gelecekteki
yorumlarımda buluşmak dileği ile…